T I B B I    H A C A M A T

Hacamat, tarihi çok eskilere dayanan doğal bir tedavi yöntemidir. Dünyanın birçok farklı yerinde, farklı kültürlerde uygulanmakta olan bu yöntem binlerce yıldan beri çeşitli rahatsızlıkların iyileştirilmesinde kullanılmaktadır. (Hacamatın tarihi)

Hacamat nedir?

Hacamatın uygulandığı bölgeler, kan dolaşımı ve vücuttaki enerji akışı için stratejik öneme sahip düğüm noktalarıdır. Tedavi esas refleks zonları ve sorunlu bölgelerdeki kan dolaşımını iyileştirmeyi ve vücuttaki metabolik sıkıntıları ortadan kaldırmayı hedefler.

Hacamat ile, dokularda yıllardır birikmiş olan zararlı maddeler ve toksinler atılır. Lokal olarak uygulandığı bölgede tıkanıklığa sebep olan kan ve lenf tortularının vücuttan atılmasıyla o bölgedeki kan dolaşımı akıcılık kazanır ve buna bağlı olarak metabolik faaliyetler de düzelir.

Hasta, dokuları daha çok besin ve oksijen alabildiği için rahatlar; ödem ve kramp gibi şikayetlerinden kurtulur. Kendini hafiflemiş hisseder. Bağışıklık sistemi kuvvetlenir. Vücudun dayanıklılığı artar. Kan dolaşımı rahatladığı için daha çabuk iyileşir.

Neden Hacamat Yapıtırmalıyız?

Başımız

Konsantrasyon zorlukları,
Tinitus, Kulak çınlaması, Kulak sesleri,
Baş ağrısı, Migren,
Bitkinlik, yorgunluk, Depresif ruh hali, Kaygı bozukluğu, korkular

Sırtımız

Hareket cihazının ağrısı ve gerginliği,
Karpal Tünel Sendromu,
Hipertansiyon, Kan Dolaşım Bozuklukları,
Kas krampları, Eklem ağrıları, Boyun sırt ve omuz ağrıları

 

Organlarımız

Menopoz, Adet dönemi şikayetleri, Mide ve bağırsak şikayetleri, İç organ hastalıkları, karaciğer fonksiyon bozukluğu, hormonel dengesizlik, Yüksek tansiyon, kan-damar rahatsızlıkları

 

Hacamattan önce ve sonra Dikkat Etmeniz Gereken Hususlar:

  • Kan sulandırıcı ilaçların alınmaması, besinlerin (kiraz vs.) tüketilmemesi
  • Hacamattan 3 saat öncesine kadar bir şey yenmemesi (tedaviye boş mideyle gelinmesi)
  • Hacamattan sonra en az 3 saat uyunmaması
  • Hacamattan sonra 12 saat boyunca duş alınmaması, banyo yapılmaması
  • Hacamattan sonra 12 saat boyunca süt ve süt ürünleri tüketilmemesi
  • Hacamattan sonra en az 1 lt. su içilmesi (hacamat yapılmış bölgedeki cürufun vücuttan tahliyesini kolaylaştırmak için)

Hacamata olan yoğun ilgiden dolayı, seansınızdan önceki bekleme zamanını da hesaba katmanızı rica ederiz. Randevular bağlayıcıdır. Gelemeyeceğiniz randevuları en ay 24 saat önceden iptal etmeniz gerekmektedir.

 

Hacamat nasıl uygulanır

Önce hacamat uygulanacak bölge sterilize edilir. Daha sonra hacamat bardağı ile bölgeye 3 dakika boyunca vakum uygulanır. Bu vakum sayesinde hem bölgedeki kan dolaşımı hızlandırılır, hem de bölge hiçbir kimyasala ihtiyaç duyulmadan, doğal olarak uyuşturulmuş olur. Bu uyuşma sayesinde daha ileri aşamalardaki uygulamalarda acı duyulmaz, sadece o bölgede bir karıncalanma hissi yaşanır.

Hacamat bardağı çekildikten sonra bölgeye bir neşter ile 1‘er cm arayla birkaç küçük çizik atılır. Akabinde, tekrar hacamat bardağı kullanılarak vakum uygulanır. Bu ikinci vakum sayesinde çiziklerden çekilen kirli kanli cüruf bardağın içinde toplanır ve atılır. Tedavi toplamda 10-15 dakika sürer.

 

Vücudun nerelerine Hacamat yapılabilir?

Hacamat genel olarak omuzlara, omuzların arasına, sırta ve enseye (saçları tıraş etmeden) yapılır. Buna ek olarak ağrı, acı, veya rahatsızlık duyulan vücuttaki herhangi başka bir bölgeye de yapılabilir. İç organ hastalıklarında ise o organlara en yakın deri bölgesine uygulanır.

Kan Aldırma ve Hacamatın Farkları

Tıbbi olarak hacamat kan aldırma ile karşılaştırılamaz. Bunun sebebi kan aldırmada kan direkt olarak bir damardan çekilir. Hacamat da ise bu söz konusu değildir. Kan aldırma ve hacamat birbirinden tamamen farklı iki uygulamadır.

Hacamatta kan ,bir vakum sistemi kullanılarak, belirli bir damardan değil, uygulamanın yapıldığı bölgedeki dokulardan toplanır.

Hacamat yoluyla atılan kan ile birlikte o bölgede birikmiş toksinler de atılmış olur. Kan dolaşımı rahatlar ve hızlanır. Ağrılar kesilir. Bu uygulama bölgesine yakın organlar da daha verimli çalışmaya başlarlar.

 

Geleneksel  Çin tıbbında Hacamat

Hacamat ya da bardak çekme kanlı ve kansız olarak Çin tıbbında yüzyıllardır uygulanmaktadır. Geleneksel Çin tıbbına göre acı ve ağrıların nedeni yaşam enerjimiz olan Çi’nin akışının engellenmesidir. Bu inanca göre, hacamat yolu ile Çi’nin akışını engelleyen tıkanıklıklar ortadan kaldırılır. Ayrıca hacamat, Çi’nin genel akışının düzenlenmesine de yardımcı olur.         



Islam`da Hacamat

Hz. Muhammed (S.A.V) bir hadisinde şöyle buyurur: ‚ Hacamat bütün hastalıklara şifadır. Aman hacamat olun., (Sayfa:202 No:4 Hz. Ebu Hureyre (r.a.).

Bu hadisten de anlaşılacağı gibi Hz.Muhammed (S.A.V.) hacamatı herkese tavsiye etmiştir. Kendi de hacamat yaptırmış ve bu tedavi yöntemini sünnetine katmıştır. Sünnette büyük hayır vardır.Bu yüzden ehil uzmanların yaptığı hacamat hem sağlık açısından yararlı hem de İslami açıdan makbuldür.

Hacamat Hakkında Hadisler:

‚ Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamattır…‘ (Sayfa:149 No:6 Hz. Ebu Hureyre (r.a.)

“…Kuşkusuz ki sizin kendisi ile tedavi olduğunuz şeylerin en faziletlisi, hacamat olmaktır…”(Sayfa:1577 Müslim)

İsra gecesi, (Miraca çıktığım gece) meleklerden uğradığım her büyük cemaatin hepsi bana:–Ey Muhammed! Hacamat olmaya devam et, dediler.” (Ibn Majah 3479 , Tirmidhi 2127)

Hacamatın Tarihçesi

Hacamat veya bardak çekme, kan akıtma ve sülük tedavilerinden daha eskidir. Hacamat tedavisini tasvir eden ilk çizimler MÖ 3300 yıllarına ait olduğu tespit edilmiş olan Mezopotamya’daki hekim mühürlerinin üzerinde bulunmuştur. Hacamatın tarihinin bundan daha da eskiye MÖ 5300’e kadar gittiği tahmin edilmektedir.

Mezopotamya’dakilere benzer mühürler daha sonraları Antik Yunan’da karşımıza çıkar. Bu devirde hacamattan sorumlu tanrı Telesphorus’tur. Telesphorus, şifa tanrısı Asklepios’un oğludur. Dönemin hekimleri öncelikli tedavi yöntemi olarak hacamatı tercih etmişlerdir.

MÖ 1800’lerden kalma Mısır uygarlığının Kahun Papirüslerinde ve tarihi MÖ 1500’lere kadar uzanan tıp üstüne yazılmış bilinen en eski Hint kaynağı Ayurveda’da da hacamat tedavisinden bahsedilir.

İlk çağda yaşamış olan Kos’lu Hipokrat (MÖ 460), hacamat ile ligili detaylı açıklamalar bırakmıştır. Hipokratın inancına göre hacamat ile lokal olarak hastalığa neden olan maddeler vücuttan atılabilir ya da başka organlara doğru yönlendirilebilirdi.

Metinlerinde hacamatta derinin nasıl kesilmesi gerektiğini detaylı olarak anlatmıştır. Hipokrata göre vücuttan atılan sıvı yoğun olduğundan kesikler çok ince olursa sıvı vücuttan atılamayabilir. Bu yüzden kullanılacak bıçak çok ince olmamalıdır. Onun yoğun sıvı olarak kastettiği tıkanıklığa sebep olan kan ve cüruf karışımıdır.

Hipokrata göre bütün hastalıkların temel sebebi sağlıksız hayat tarzı ve yanlış beslenme yüzünden vücut sıvılarının yanlış oranlarda karışımasıdır.

Tıp, felsefe ve astronomi alanlarında çok değerli çalışmaları olan ünlü İslam bilgini İbn-i Sina da hacamat ile yakından ilgilenmiştir. Hacamat için özellikle uygun olan ve olmayan zamanları tespit etmiştir. Ay takvimine göre kanın akıcı olduğu günlerin hacamat için uygun olduğunu belirtmiştir.

Hacamat 11. yüzyılda Arap tıp okullarının müfredatında yeralmış ve hekim adaylarına sistematik olarak öğretilmiştir. Fakat daha sonraları hacamat yanlış kişilerin eline geçmiştir. Ordularda görevli en düşük rütbeli hekim yardımcıları, tellaklar hatta nalbantlar bu köklü tedavi yöntemini kısıtlı donanım ve yetenekleriyle uygulamaya başlamışlardır. Hacamat bu dönemde kan akıtma tedavisiyle birlikte sistematik özelliğini yitirmiş ve her derde deva bir yöntemmiş gibi uygulanmıştır. Bu olumsuz gelişmeler hacamatın kötü bir üne sahip olmasına sebep olmuştur.

İlaç kimyasının ilk kurucularından olan Paracelsus‘un (1493-1541),birçok şifacının da paylaştığı önemli bir sözü vardır: ‚Bir yerde acı hissediyorsanız, bu demektir ki doğa oradaki zararlı maddelerden kurtulmaya çalışıyor. O bunu tek başına başaramazsa ben o noktada bir delik açar ve onu zararlı maddelerden kurtarırım.‘

Hastaları arasında Goethe, Schiller, Herder, ve Wieland gibi isimlerin de olduğu bir dönem kral III. Frederich Wilhelm’in de doktorluğunu yapmış olan ünlü hekim Christoph Wilhelm Hufeland(1762-1836) hayatı boyunca doğal tedavi yöntemlerini bilimsel bulgularla aynı zeminde biraraya getirmeye çalışmıştır. Hufeland, hacamat hakkında da çalışmış ve onun  hakettiği önemi görememesinden yakınmıştır. Kendisi Berlin Eğitim Hastanesi Charite’nin başhekimliğine kadar yükselmiş bir bilim adamı olarak hacamatı özellikle cilt hastalıklarının tedavisinde ve detoks yöntemi olarak kullanmıştır.

Hacamat 19. ve 20. yüzıllarda bütün dünyaya yayılmıştır. Birinci ve ikinci Dünya Savaşları‘nda Rus askerlerinin tedavisinde kullanılmıştır. İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkelerinde de sauna seansları sonrasında sıkça yapılmaktadır. Özellikle Romanya, Bulgaristan, Türkiye gibi Doğu Avrupa ülkelerinde hacamat çok yaygınlaşmıştır. Maalesef bu ülkelerde deneyimsiz kişiler tarafından yapılması sonucu hakettiği saygıyı görememiştir.

Nihayet Avusturyalı fizyolog ve hekim Bernhard Aschner (1883-1960) hacamatı tekrar dünya gündemine sokmuştur. Romatizmaya ve damar tıkanıklıklarına karşı bu tedaviyi kullanmıştır. Tıp literatürüne kazandırdığı Aschner Fibel ve Konstitüsyon Terapi gibi eserleri hala önemini korumaktadır.

Yapılmış olan bilimsel araştırmaların ışığında artık vücuttaki refleks zonları yani iç organların bağlantılı olduğu deri bölgeleri kesin olarak belirlenmiştir. Bu sayede hacamat tedavisi de sistematik ve bilimsel bir temele oturmuştur. Günümüzde bu bilgilerin sağladığı imkanlarla hacamat, çok hassas el becerisi gerektiren bir uzmanlığa dönüşmştür.

Burada sunulan doğal tedavi yöntemlerinin hiçbirinin bilimsel olarak tıp fakülteleri tarafından tanınmadığını ve bahsedilen etkilerinin kanıtlanmış hiçbir bilimsel dayanağı olmadığını belirtiriz.